TBMM Genel Kurulu’nda zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasını da içeren torba kanun teklifi görüşmeleri devam ediyor. Milletvekilleri birer dakika söz alarak, Sanayi, Ticaret, Enerj, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank’a kanun teklifine ilişkin sorularını sordular.
Söz alan CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, “Zeytin Anadolu’nun hafızasıdır ve aynı zamanda bir hayattır. Zeytinliklerle ilgili getirilen bu teklif geri çekilmelidir. Çünkü zeytin yaşamdır, hayattır” dedikten sonra bir dakikalık sürenin kalan bölümünde “Burada şunu söylüyoruz; zeytine dokunma, hayata dokunma, zeytine dokunma, hayata dokunma, zeytine dokunma, hayata dokunma, zeytine dokunma, hayata dokunma, zeytine dokunma, hayata dokunma….” ifadesini kullandı.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, şunları söyledi:
“Öncelikle bu kanun teklifiyle ilgili olarak bize ilk ulaştığı andan itibaren komisyondaki arkadaşlarımızla bu kanun teklifini paylaştık, daha sonra bürokrat arkadaşlarımızla birlikte komisyondaki ve komisyonda olmayan arkadaşlarımız bir araya geldiler ve süreçleri birlikte değerlendirdiler. Hiçbir komisyonumuzda da böyle bir uygulama olmuyor. Daha sonra komisyon sürecinde başlangıcında ufak tefek sıkıntılar yaşasak da daha sonra 27 saatlik bir süreçte kanun teklifi üzerindeki değerlendirmeleri bütün tarafların görüşlerini almaya çalışacak şekilde yerine getirdik. Ben isterdim ki komisyondaki arkadaşlarımız, o gün dışarıdan gelen arkadaşlarımız keşke yapıcı eleştirilerde bulunabilselerdi. Ama benim gördüğüm bütün arkadaşlarımız ‘biz bu kanunu değiştirmeyeceğiz, bu maddeyi çekin, biz bunu istemiyoruz’ şeklinde yaklaştılar. Keşke bir müzakere ortamı olsaydı ve arkadaşlarımız ‘bu maddeyi şöyle değiştirin, bunu nasıl daha anlaşılır bir hale getiririz’ şeklinde bize destekte bulunsalardı ama maalesef TBMM’de böyle bir ortamı hiçbir zaman yakalayamıyoruz. Siz ‘yaptırmam’ deyice biz de tabi ‘yapacağız’ diyoruz. Siz ‘geçirmeyeceğiz’ deyince biz de geçirmek için gayret gösteriyoruz.
Burada gerçekten enerji, maden sektörünün ihtiyaçlarını giderecek şekilde, Türkiye’nin ihtiyaçlarını giderecek şekilde bir kanun çalışması yapmaya çalışıyoruz. Bu kanun ne getiriyor derseniz; yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılmasını getiriyor. Şu anda bu söylerken hicap ederek söylüyorum; Türkiye’de bir yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isterseniz izin süreçleri 4-5 yıl sürüyor. Hiçbir yatırımcı 4-5 yıl süren süreçlerle yatırım yapmaz, onun için bunların hızlandırılmasına yönelik maddelerimiz var. Bunları yaparken ÇED sürecinin hızlandırılması gibi bir ifade kullanılıyor asla burada ÇED süreçlerinin hızlandırılması diye bir husus mevzu bahis değil. Sadece ilgili kurumların görüşlerinin verilmesinde hızlandırma süreci var, ÇED süreçleri ile ilgili böyle bir değerlendirme asla yoktur. Maden sahalarının rehabilitasyonu ile ilgili mevcut kanunda talep edilen bedeller çok düşük kalıyordu. Bu kanunla birlikte rehabilitasyon süreçlerinde kullanılacak kaynaklar arttırılmış oldu.
Muğla bölgesindeki santrallere ilişkin ise açıklamaları defalarca yaptık. Komisyonumuzda bütün tarafları dinlemeye çalıştık. Bu santraller Türkiye’nin baz yükünü karşılayan santrallerdir. Türkiye’nin elektriğinin yüzde üç buçuğunu karşılayan santrallerdir. Özellikle Türkiye’nin coğrafi konumuna baktığınızda batıdaki elektrik sistemini destekleyen santrallerdir. Bu santralleri biz inşa etmedik. Bu bölgedeki kömür yataklarını biz bulmadık. 1980’lerden itibaren maden sahaları olarak belirlendi. Bu santraller o zamandan beri çalışmaya devam ediyor. Biz buraya uzaydan kömür getirmiyoruz. Bunda kamu yararı görmüyorsanız ben çok şaşırıyorum. Biz şimdi kömürler çıkartılsın, burada çalışan beş bin işçi ekmek yemeye devam etsin diye buradaki zeytin ağaçları başka bir yere taşınsın diyoruz. Bir ziraat mühendisi profesörü getiriyoruz ‘zeytin ağacı taşınır’ diyor, buradaki arkadaşlarımız ‘hayır taşınmaz’ diyor. Biz zeytin düşmanı değiliz.”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Toplumun rızasının olmadığı bir şey üzerinden kanun yapıp bunu da kamu yararı diye anlatmanız zaten bir kamusallık, sivil alan, politik alan bilgisinden ne denli yoksun olduğunuzu gösteriyor. Stratejik maden diyorsunuz bu kömür mü? Stratejik maden nadir elemenler, uzay madenciliğidir. Zeytin ağaçlarının altındaki kömüre siz stratejik diyorsanız vay halimize. Sizin buradaki derdiniz sermaye. Zeytin ağaçları taşınırmış. O ziraat mühendisi çiftçilere gitsin. Zeytin ağacı taşınırsa kökü kurur, ölür. Gidin köylüden öğrenin ama siz köylüye yukarıdan baktığınız için” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Biz zeytin ağaçları kesilerek elektrik üretiminde kamu yararı görmüyoruz. Açıkça söyleyelim. Yöntemle ilgili bizi eleştirdi ama kendisini ele verdi. ’27 saat çalıştık’ dedi. Bu çalışma değildir, 27 saat kesintisiz çalıştıysanız siz selden kütük kapmışsınızdır, yangından mal kaçırmışsınızdır. Biz tutup düzeltecek bir yerini bulamadık metnin. Saraydan icazet almadan virgülünü değiştiremezsiniz” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
17 Temmuz 2025SPOR
17 Temmuz 2025GÜNDEM
17 Temmuz 2025SPOR
17 Temmuz 2025SPOR
17 Temmuz 2025GÜNDEM
17 Temmuz 2025GÜNDEM
17 Temmuz 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.